AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, basın mensuplarıyla bir araya geldi
AK Parti Genel Merkezi’nde düzenlenen toplantıda, 7. Olağan Kongre süreci ve kadın kazanımları değerlendirildi.
“Canla başla, ilk günkü heyecanla” sloganıyla yürütülen çalışmaların ele alındığı toplantıda, kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda da görüş alışverişinde bulunuldu.
Ayşe Keşir, toplantının devamında İstanbul Sözleşmesi ve kadına yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin açıklamalarda bulundu. Keşir, Türkiye’nin bu alandaki yasal düzenlemelerinin kapsamlı olduğunu belirterek, “Bizim yasal mevzuat anlamında eksiğimiz yok. ‘İstanbul Sözleşmesi yaşatır’ı söyleyebileceğimiz bir veri yok elimizde” dedi.
“Türkiye, 6284 Sayılı Kanun ile Öncü Bir Rol Üstlenmiştir”
Keşir, Avrupa’da birçok ülkenin İstanbul Sözleşmesi’ni imzalamasına rağmen kapsamlı bir düzenleme yapmadığını vurguladı:
“Sözleşmeye 45 ülke imza koydu, ancak 6 ülke hiçbir şey yapmadı. Bu ülkeler arasında Finlandiya, İsviçre ve Norveç de var. Diğer ülkeler ise ceza kanunlarında birkaç küçük değişiklikle yetindi. Mesela Belçika ve Hollanda, kanunlarına sadece bir iki madde ekledi. Ancak Türkiye, 2012 yılında çıkardığı 6284 sayılı yasa ile bu konuda kapsamlı bir düzenleme yaptı. Bu kanun, yargılama sürecini, mağdur haklarını ve şiddetle mücadele süreçlerini ayrıntılı şekilde tanımlıyor.”
“Avrupa’nın 51 Maddelik Direktifi Türkiye’de Zaten Uygulanıyor”
Geçtiğimiz Mayıs ayında Avrupa Konseyi’nin, üye ülkelere yönelik kadına yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin 51 maddelik bir direktif yayımladığını hatırlatan Keşir, bu direktifin Türkiye’de zaten mevcut olan düzenlemeleri içerdiğini söyledi:
“Avrupa Konseyi, üye devletlere üç yıllık bir süre tanıdı. Yani bu direktif, bugüne kadar bir şey yapılmadığını kabul ederek, gelecek üç yılda yapılması gerekenleri sıralıyor. Arkadaşlarımızla bu 51 maddeyi çalıştık ve gördük ki Türkiye’de bunların hepsi yasal mevzuat olarak mevcut. Hatta bu maddeler arasında yer almayan iki ilave uygulama da Türkiye’de yürürlükte. Dolayısıyla mevzuat anlamında eksik bir noktamız yok.”
Keşir, “Tek bir kadının canının yanmasına dahi müsaade etmeyeceğiz. Ancak elimizde, ‘İstanbul Sözleşmesi yaşatır’ şeklindeki ifadeyi doğrulayacak bir veri yok. Avrupa’nın kendi verileri de bunu destekliyor. 26 ülke sözleşmeye çekince koymuş, 7 ülke ise hiç adım atmamış durumda” diyerek Türkiye’nin bu alandaki öncü rolünü bir kez daha vurguladı.
Toplantı, kadın kazanımları ve kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda atılan adımların değerlendirildiği karşılıklı fikir alışverişiyle sona erdi.